Neler Oluyor Hayatta :)

20 Ağustos 2013 Salı

Yüzünüze Uygun Kaş Şekli

Kaşlarını yüz tipine göre alan veya aldıran kadınların yüzleri normalden daha oval ve ince bir görüntüye sahip olacaktır. Bu durum da görsel anlamda daha hoş bir görüntünün ortaya çıkmasına olanak sağlayacaktır. Kadınlardaki yüz şekillerini en basit halleriyle sıralayacak olursak kare yüz tipinden,  oval yüz şeklinden, kalp tipi yüz şeklinden ve yuvarlak yüz şeklinden bahsedebiliriz.

Önce kaşlarınızın yüzünüzle ve göz yapınızla uyumlu olup olmadığını anlayın. Bir kalemi burun kanadından alına doğru dik olarak yerleştirin. Böylece kaşların normal başlama noktasını görmüş oluruz. Burun kanadından yukarı doğru tutulan kalemin kaş kenarına gelen noktası kaşın başlama noktası olması gerekiyor. Eğer ki kaşınız kalemin içinde kalıyorsa, demek ki uçlardan birkaç tüy alınmıştır; derhal o alınan kaşlarınızı uzatın. Yok “O kısımda kaşlarım çıkmıyor” diyorsanız bir kalem yardımıyla kaş ucunu doldurabilirsiniz. Eğer kaşınız kalemin durduğu noktanın dışına taşıyorsa bir-iki tüyü alabilirsiniz.
* Tekrar kalemi burun kanadına yerleştirin ve gözün dış kenarına doğru eğin. Böylece kaşınızın normal olarak bitmesi gereken noktayı bulmuş olacaksınız. Yine içlere uyguladığınız gibi fazla tüyler alınmalı. Eğer kaş, kalem hattının iç kısmında kalıyorsa bu kez ucu gözün yapısına göre kalem yardımıyla uzatın. Göz yapınız düşükse kaş ucunu biraz yukarı kaldırabilirsiniz.
* Ortası çok kapalı kaşlar sizi sert bakışlı gösterebilir. Kaşın arasını gereğinden fazla açıksa bu kez de burun çok fazla ön plana çıkmış olur. Bu detaylar küçük gibi görünür, ama yüzde olumsuz sonuçlar doğurur.
20 ‘li yıllarda kaşlar çizgi kadar  inceydi, 60’ larda gür – kalın, 80’ lerde zarif  
kavisli, 90’ larda gösterişli ve mükemmel şekil verilmiş kaşlar modaydı.
-Kaşlara pozitif etkili bir ifade vermek için:Kaşın bitiş noktası,başlangıç
noktasının altında olmamalı.
-Kaşlar birbirine yakın durduğunda ,burun uzun ve alın kısa görünür.
-Birbirinden çok fazla uzak dururlarsa alın daha yüksek burun daha
kalın/ geniş görünür.



18 Ağustos 2013 Pazar

Lekeler İçin Pratik Bilgiler

    1. Bal Lekesi
  • Bal lesi içine biraz soda katılmış sıcak suyla yıkanırsa derhal çıkar.
  • solmayan yünlü ve şifon gibi kumaşlardan bal lekesi, ılık sodalı su ile silinerek temizlenir
   2. Boya Lekesi
  • Elbiselerdeki badana parçalarını önce kazıyın, sonra buhara tutun.Sabunla ovalayıp yıkayın. Çıkmazsa terebentin ve amonyak karışımıyla silin.
  • Yağlı boya lekelerini terebentin ile çıkarabilirsiniz. Terebentin ile sildikten sonra kumaşı yıkayın.Lekeden eser kalmaz.
  • Lekeler kurumadan çıkarılmalıdır. Aksi halde bunların silinmesi zorlaşır.
   3.Ceviz Lekesi
  • Eldeki Ceviz lekesini çıkarmak için, eller önce 1-2 dakika kadar sirkeye batırılmış bir pamukla ovulur. Ardından soğuk suyla yıkanır. Ceviz lekesi tamamen çıkar.
   4.Çay Ve Kahve Lekesi
  • Eşya soğuk suya batırılır. Kahve sütlü olduğu takdirde eşyaya önce bir temizleyici sıvı sürülmesi gerekir. Sonra sıcak, sabunlu suda yıkanır.
  • Sofra örtünüzdeki Çay veya Kahve lekelerini çıkartmak için en iyi yöntem şudur; henüz nemli olan lekeleri gliserinle iyice ovduktan sonra örtüyü bildiğiniz şekilde yıkayın. Lekeden eser kalmaz bu şekilde.
  • Leke yeniyse ılık suya batırılmış bir bezle ovun. Eskimişse, içine limon suyu katılmış ılık suda ıslatılmış bir pamuk parçasıyla tamponlayın. ılık su ile çalkalayın. Döşemelik kumaşlardaki çay lekesini amonyaklı suya batırılmış bir bezle silin. 
  • Çay Ve kahve lekelerini karbonatla silerek çıkarabilirsiniz.
    5.Çamur Lekesi
  • Çamurun kuruması beklenir. Sonra leke sert kıllı bir fırçayla fırçalanır. Bir sünger soğuk suyla ıslatılarak leke usulca silinir. Eşya sıcak suda yıkanır. 
  • Yağmurluk gibi giysilerin üzerindeki çamur lekelerini çıkarmak için, yarım litre suda üç çorba kaşığı sirkeyi kaynatın ve bu karışım soğuyunca lekeli yeri silin.
   6. Çikolata lekesi
  • Leke, soğuk su ve deterjanla silinir. Sonra iyice durulanır ve kurumaya bırakılır. 
  • Pamuklularda leke yeniyse sadece sıcak suyla silin, eskimişse kuru sabun sürüp, sıcak suyla yıkayarak temizleyin . Yünlü ve ipeklilerde lekeyi amonyaklı suya batırılmış pamukla silin. Sentetik kumaşlarda limon suyuna batırılmışmbir bezle silin ve ılık suyla durulayın.
    7. Dondurma Lekesi
  • Leke soğuk suyla silinir ya da soğuk suya yatırılır.  Deterjan hafifçe ovularak lekeye yedirilir. Sonra eşya yıkanır. Yağ lekesi varsa Temizleyici bir sıvıyla çıkarılır. Leke yine de çıkmazsa kumaşın cinsine göre renk açıcı bir madde ya da çamaşır suyu kullanılır.
    8.Domates Lekesi 
  • Çiğ domates lekesini soğuk suyla yıkayın. Eğer pişmiş domates veya salça lekesi ise amonyaklı ılık suya batırılmış bir pamuk parçasıyla silin.

   9. Et Lekesi
  • Çiğ bir patatesi ikiye kesin ve lekeli yerlere hafifçe sürün.Lekeler hemen yok olcaktır.
  • Beyaz kumaş üzerinde ise benzinle silin.
   10. İs Lekesi 
  •  Soba isi lekelerini çıkarmak için lekenin üzerine limon sıkmalı ve tuz ekip sonra ovalayarak yıkamalıdır. 
















  

Cilt Tipine Göre Fondoten Seçimi

Cilt Tipim Nedir ? 
Cilt tipi kendi içerisinde ;
Yağlı -Kuru -Normal ve Karma olarak 4 gruba ayrılır . Cilt tipimizi bulmak için ufak bir deney yapabiliriz. Öncelikle cildimizi ılık suyla iyice temizledikten sonra , kuruluyoruz. 5 dk bekleyip elimize bir A4 kağıdı alıyoruz( saman kağıdımız varsa daha çok işimizi görücektir.) sonra kağıdımızdan alın, yanak, çene,ve burun olmak üzere 4 şerit kesiyoruz üzerlerine verdiğimz isimleri yazıp cildimize 30 sn bastırıyoruz.
* Eğer hepsi cildinize yapışıp kalıyor ve üzerinde lekeler oluşuyorsa siz yağlı bir cilde sahipsiniz.
* Eğer hiç biri cildinize yapışmıyor ufak tefek lekeler kalıyorsa siz kuru ve susuz bir cilde sahipsiniz.
* Eğer burun , alın ve çene bölgesi dışındaki yerler yapışmıyor ve leke yoksa siz karma bir cilde sahipsiniz demektir.



  • Özellikle yağlı cilde sahip olanların yaz bazlı fondotenleri kullanmaması gerekir. Bu ürünler bitkisel veya mineral yağ içermediğinden yağsız fondotenler sivlceli ve akneli ciltler için uygundur.
  • Kuru ciltlerde yağ bazlı fondotenler seçilebilir.İçeriğinde bitkisel ve mineral yağlar vardır. Bu sayede cildin yağ dengesini korur ve uzun süre kalıcılığı vardır. Krem fondotenleri geniş makyaj süngerleri ile cildinize uygulayabilirsiniz.
  • Normal ciltler ise su bazlı ürünleri kullanmalıdır. Su bazlı fondotenlerin yağ oranları düşük, su oranı yüksek olduğundan cildin doğal dengesi korunur. 
  • Karma ciltler ise pudra fondotenleri seçmelidir. Bu ürünler sıkıştırılmış pudra içerdiğinden cildin özellikle T bölgesinin parlamasını önler matlık kazandırır. 





Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...

Maden Suyunun Faydaları

Maden suyunun içeriğinde; bolca magnezyum, sodyum ve kalsiyum vardır. Kalp enfarktüsü geçiren insanlarda magnezyum düşüklüğü saptanmıştır. Damar sertliğine yol açan damarlardaki yağ ve kalsiyum birikmesi de magnezyum eksikliğinden oluşur. Buna bağlı olarak kalp rahatsızlıklarına iyi geldiğini söyleyebiliriz.
Magnezyum, sodyum, flor, sitratlar ve kalsiyum maden suyunda bulunan dengeleri ile, ürolojik hastalıkların seyri ve özellikle ameliyat sonrasında çok etkendir. Böbrek taşlarının tekrarlamasını önlemenin en kolay, en pratik ve doğal yolu bu sıvıları bolca tüketmektir.


Günde ne kadar maden suyu tüketebiliriz ?
Doğal suların içerdiği zengin mineraller vücudumuzda vitaminlerin fonksiyonlarına yardımcı olurlar. İçerdiği zengin kalsiyum ve florür gibi mineraller nedeniyle özellikle çocuklar, bayanlar ve yaşlıların daha fazla maden suyu içmeleri gerekir.

Çocukların maden suyu içmesi zararlı mıdır?
Maden suyunun bilinen hiçbir zararı olmayıp, aksine vücudumuza sayısız yararları vardır. Büyüme çağındaki çocuklar kalsiyum, demir, çinko, florür gibi minerallere yetişkinlerden daha fazla ihtiyaç duyarlar.

Maden suyu böbrek taşı yapar mı?
Böbrek taşlarının oluşumunda ana neden, yetersiz miktarda sıvı tüketimidir. Başka bir deyişle, yaşamı boyunca yeterli ve düzenli miktarlarda su ve maden suyu tüketmeyen insanlarda böbrek taşı oluşumu hızla meydana gelir.

Maden suyu ile sodayı karıştırmayın
Halk arasında soda ve maden suyu eş anlamlı kullanılmasına rağmen ikisi birbirinden farklıdır. İçilebilir herhangi bir suya karbondioksit eklendiğinde soda yapılmış olur. Maden suyu ise yerin en derin katmanlarından çıkar ve çıkarken geçtiği katmanlardan mineralleri de alarak yol alır. Yani maden suyu mineralce zengin iken. Soda mineral içermez.



Maden Suyunun faydaları nelerdir?
- Her yaştaki bireylerin günlük kalsiyum gereksinimlerinin karşılanmasında takviye olarak düşünülebilir. Böylece güçlü kemik yapısının oluşması ve korunmasını sağlar.
- Büyüme çağında, hamilelikte ve yaşlılıkta artan mineral ihtiyacının (magnezyum, kalsiyum, flor ve sodyum gibi) karşılanmasında gerektiği kadar kullanılarak sağlanabilir.
- Sağlıklı bireylerde içerdiği sülfat, bikarbonat iyonları sayesinde sindirim sistemi (mide ve bağırsaklar) ve boşaltım sistemi (böbrekler ve idrar yolları) fonksiyonlarını destekler(maden suyunun önerilen miktardan fazla tüketilmemesi şartıyla geçerlidir).
- Cildin gerekli olan su ve mineral ihtiyacını da karşılayarak cilde gergin, pürüzsüz ve Canlı bir görünüm sağlanmasında yardımcıdır.
- Solunum, idrar, her türlü spor aktivitesinde ve özellikle yaz aylarında terleme ile oluşan su ve mineral kaybının karşılanmasında ölçüsü kadar kullanılabilir.
- Bikarbonat içeriğinin yüksek olması ise Asit fazlalığı, yanma ve ekşime ile seyreden mide hastalıklarında mide asidi fazlalılığını baskılayıcıdır.








Saç dökülmesini önleyen 7 yiyecek


1.Kuruyemiş
Sağlık için saçlar omega-3 yağ asitlerine ihtiyaç duyar. Kuruyemişlerdeki omega-3 saçları korurken, çinko da dökülmesini engeller.



2. Zeytinyağı
Zeytinyağı iyi bir E vitamini kaynağıdır. E vitamini saçları koruyan ve kalınlaşmasını sağlayan bir antioksidandır. Ayrıca hücrelerin sağlıklı gelişimi için önemlidir. Cildi nemli ve yumuşak tutar. Saç köklerini de nemlendirirken kırılmasını engeller.





3. Soya
Hemoglobin üretiminde önemli yere sahip olan demir soyada bol miktarda bulunur.Yeterli hemoglobin olmadığında dolaşım sistemi düzgün çalışmaz ve bu da saçı etkiler. Soya E vitamini açısından da zengindir.



4.Havuç
Gözlere olan faydasının yanı sıra havuç saçlara da iyi gelir.A vitamini sayesinde saçların sağlıklı ve parlak görünmesini sağlayan sebum üretimini destekler.



5.Tam Tahıllı Besinler
B7 vitamini taşıyan tam tahıllı gıdalar saçların dökülmesi ve grileşmesine karşı etkilidir.



6.Ispanak
B9 vitamini taşıyan ıspanak saçlaın daha parlak görünmesini sağlar.




7.İstiridye
Çinko açısından zengindir. Bu sayede saçları korur ve güçlü bir antioksidan özellik gösterir.









Bronz Bir Ten İsteyenler

* Güneşe çıkmadan iki-üç gün önce koruyucu kullanmaya başlayın. Bu süreç güneş ışınlarına alışmayı kolaylaştırıp derinin daha hızlı bronzlaşmasını sağlar.
* Güneşte kalma sürenizi yavaş yavaş artırın. Zaten bronzlaşma üçüncü gün sonunda belli olmaya başlar ve yirmi gün sonunda tam olarak oturur.
* Yüksek koruyucular bronzlaşmayı önlemez. Aksine 20 derecelik korumayla daha güzel ve uzun süreli bronzlaşılır.
* Koruma kullanırken cimri olmayın. Uzmanlara göre bütün vücuda uygulanması gereken doz beş yemek kaşığına eş değerdir.
* Güneş korumalarını temiz ve kuru cilde uygulayın. Koruyucuların nemlendirici krem gibi diğer kozmetik üzerine sürülmesi etkilerinin azalmasına neden olur.
* Hareketsiz güneş banyolarından kaçının. Yürürken bile bronzlaştığınızı unutmayın.
* Vücudun susuz kalmasını önlemek için bol bol su için.
* 12.00 ile 16.00 arasını gölgede geçirin. Bu saatlerde güneş tepede olduğu için UV ışınları daha da tehlikelidir.
* İki üç saatte bir yeniden kremlenin.
* Deniz suyu cildinizi kurutur. Cildi nemli tutmak için akşamları güneş sonrası krem kullanmak şarttır.
Cildinizi güneşten koruyun!






Yavaş yavaş bronzlaşın!
Bir haftada bronz olma düşüncesi bir yana bırakılıp her gün azar azar yanılarak bronz olma yolunda ilerlenmeli. Özellikle yıllık tatile çıkanlarda çok sık görülen bu hata cilde aşırı derecede zarar verir ve bronzlaşmadan ziyade kızarma, soyulma gibi olaylara neden olur.

Solaryumdan uzak durun!
Solaryum seansları kişinin cilt tonuna göre değişir. Ancak ten renginiz nasıl olursa olsun solaryum seansları cildinize zarar verir. Ayrıca birkaç günlük tatilde yandıktan sonra bronzlaşma düşüncesiyle solaryuma girmek ise en sık yapılan hatalardan ve en zararlı işlemlerden biri...

Hareket edin!
Sağlıklı ve daha çabuk bronzlaşmak için hareket edin. Kumsala uzanıp güneşlenmek hem daha zahmetli hem de daha sıkıcıdır; zaman geçmek bilmez ancak deniz içerisinde yüzme, top oynama gibi aktiviteler esnasında da farkında olmadan yanarsınız. Bu yanma hem vücudunuzun her tarafının eşit oranda yanması hem de zamanın akıp gitmesi açısından çok daha pratik ve sağlıklı olur.

Koruyucu kullanın!
Yaz mevsiminin, denize girmenin ve güneşlenmenin olmazsa olmazı; güneş ışınlarından korunmanızı sağlayan koruma faktörlü güneş kremleri. Bu konu genellikle çabuk bronzlaşmak uğruna ihmal edilir. Ancak cildinize bir bebeğin cildi kadar hassasmış gibi davranmalısınız. 50 faktörden 10 faktöre kadar çok sayıda güneş kremi sizi zararlı güneş ışınlarından korur. Başlangıç için en yüksek faktörlü kremle başlayıp giderek düşürmek ise sağlıklı bir şekilde yanma açısından daha uygun olur.

Güneş yağı seçimine dikkat edin!
Deniz sezonunun açılması güneş yağlarının artması anlamına gelir. Eğer daha iyi bronzlaşmak istiyorsanız be güneş yağlarından havuç, kakao ve hindistan cevizi içerenleri tercih edin.

Güneş sonrası kremi kullanın!
Sadece güneşlenme esnasında değil güneşlendikten sonra da krem kullanılmalı. Duştan sonra vücuda iyice yerdirilmesi gereken güneş sonrası kremleri soyulma gibi durumları önler.

Antioksidanlardan faydalanın!
Güneşin kızıl ötesi ışınları melanin (cildin pigmenti) üretimini tetikleyerek cildin bronzlaşmasını sağlar. Ama tıpkı zamanla cildin üst tabakalarındaki serbest radikallerin artmasına da sebep olurlar. Bu da cildin vakitsiz yaşlanması veya cilt kanseri riskine sebep olabilir. Serbest radikallerin sebep olduğu zararı en aza indirgemek ve onlara karşı bir kalkan oluşturmak için yeterli oranda antioksidan vitamin tüketmek gerekmektedir.-Bu muhteşem vitamin üçlüsü A, C ve E vitaminleridir. Vücuda ve bu nedenle cilde yeterli antioksidan, selenyum, betakaroten ve provitamin A sağlayarak organizmanızın daha güçlü olmasını, cildin güneş ışınlarına daha iyi direnmesini ve doğru olan biçimde hafifçe renklenmesini sağlar.
-Taze yaz meyve ve sebzelerinde C vitamini ve beta-karoten bulunur. Bunlardan maksimum biçimde yararlanmak için tercihen çiğ veya meyve suyu olarak tüketin.



Kusursuz Makyaj İçin 8 Öneri


  • Cildinize nemlendiricinizi sürdükten sonra, dolgunlaştırıcı bir primer uygulamayı unutmayın. Fondöten, kremsi ve nemlendirici içeriğiyle yüzünüzdeki kırışıklıkları ve ince çizgileri doldurur. Fakat ne kadar çok sürerseniz, o çizgiler o kadar belirginleşir. 

    Bu yüzden cildinizi nemlendirdikten sonra iyi bir makyaj bazını kullanmanız önemli.

  • Likit ve silikonlu bir fondöten seçin. Parlak ve mat olanlarını almaktan kaçının. Belli belirsiz doğal görüntü verebilen ürünleri seçin.

                            
  • Yüzünüzü bölgelere ayırın ve noktalar haline fondöteni sürün. İki parmağınızı kullanarak yuvarlak dokunuşlarla ürünü cildinize yedirerek dağıtın.
  • Şimdi sıra makyaj süngerinde. Makyajı her yere eşit dağıtmayı sağlayan bir diğer önemli malzeme. Burnunuzun etrafına, kırışık bölgelere uygulama yaparken pürüzsüzlük sağlayan makyaj süngerinden edinin.
  • Göz altı kırışıklıkları, lekeleri veya morlukları gibi yüzünüzde hoş görünmeyen yerlerinizi kapatın. Aydınlatıcı bir farla baz yaparak ve üzerine uçuk tonlarda rötuş ve gölgelerle bunu sağlamak mümkün.
  • En geniş pudra fırçası yardımıyla burnunuza ve elmacık kemiklerinizden şakaklarınıza doğru pudrayı uygulayın.
  • Makyajınızda parmaklarınız sizin yardımcınız. Ürünü iz bırakmayacak şekilde parmaklarınızı kullanarak cildinize temas ettirmeniz önemli.
  • Fondöten renginizi bulun. Ürünü boynunuza sürerek test edin.








Kakao Yağının Saça Faydaları

Kakao yağı hem ticari hem de evde hazırlanan güzellik ve bakım ürünlerinde kullanılan popüler malzemelerden biridir. Saç konusunda çoğumuzdan fazla mesai harcayan kuaförler de doğal bir yumuşatıcı olan kakao yağının yoğun bir nemlendirici olduğu konusunda hemfikirdir.

Nemlendirici özelliği sayesinde kakao yağı saç derisinin kaşınmasını ve tahriş olmasını da azaltmaya yardımcı olur. Saç derisini temizler, alerjenlerden ve toz parçacıklarından arındırır. Saç derisinin daha sağlıklı olmasını sağlar. Sağlıklı bir saç derisinde saçlar da daha sağlıklı olacaktır. Kakao yağı saçı nemlendirmesinin yanı sıra, kırılmalardan ve saçın ince telli oluşundan dolayı meydana gelen saç dökülmelerini de önleyebilir.
Piyasadaki pek çok saç bakım ürününde kakao yağının bulunduğunu görebilirsiniz. Kakao yağı ekstra yumuşaklık sağlayan, saçı besleyen ve saçı parlaklaştıran özellikleri ile pek çok firmanın kataloğunda yer almıştır. Kuru ve yıpranmış saçlardan şikayetçi olanlar kakao yağının faydalarından büyük ölçüde yararlanabilir. Kakao yağı, saç boyası gibi çeşitli kimyasallardan dolayı yağ kaybederek kuruyan saçlara yeniden yağ ikmali yapmanıza yardımcı olur yardımcı olur. Yıpranan saçların onarılmasında ve kırıkların azalmasında etkilidir. Saçları güçlendirdiği için gelecekte saçın kolay kolay yıpranmamasını da sağlamış olur. Kakao yağı zor şekil alan saçlar için de kullanılabilir.

Yıpranmış saçlara doğal tedbirler



Saçlara zarar verebilecek pek çok sebep var. Şekillendirici ürünler, sert kış rüzgarları, sıcak yaz güneşi, hormon seviyesindeki değişiklikler ve liste uzar gider… Buna rağmen, daha iyi görünmelerini sağlayacak şeyler de bir o kadar azdır.
Sağlıklı beslenme: Saçların yemeğe ihtiyacı vardır, yani sağlıklı beslendiğinize ve kendinizi içeriden dışarıya beslediğinize emin olun. Sağlıklı saçlar için gerekli besinler A ve C vitamini, demir, çinko, biotin, B vitaminleri ve protein içerir. Beslenmenizin fasulye, fındık, baklagiller, havut, turunçgiller ve koyu renkli yapraklı yeşiller kapsadığına emin olun.
Saçınızı doğa şartlarından koruyun: Şapka giyin; soğuk bir kış sabahı evden çıkarken özellikle de saçlarınız nemliyse… Eğer saçlarınız uzunsa, onları zaptetmeniz için de iyi bir yöntemdir. Saçlar sadece soğuktan değil güneşten de zarar görür. Eşarp, bandana ya da şapkalar burada yine devreye girebilir, özellikle de dışarıda fazla vakit geçireceğiniz zaman.
Daha az şampuanlayın: Eğer saçlarınız gittikçe kuruyorsa ve siz her gün şampuan kullanıyorsanız bundan vazgeçmelisiniz. Eğer kendinizi saçınızı her gün yıkmak zorunda hissediyorsanız duru su ve ardından sadece krem kullanmayı deneyin. Böylece iki güne bir saçınızı şampuanlamış olursunuz. Ve kullandığınız şampuanı saçlarınızın özelliklerine göre seçmeyi unutmayın.
Saçlarınızla oynayın: Saç diplerinize yapacağınız hafif masaj, saçlarınızdaki doğal yağı yaymaya sebep olur. Özellikle saçlarınızı yıkamadan önce yapmanız iyidir. Saç yağı saçınızın beslenmesine ve parlaklığını arttıran en önemli doğal kaynaktır.
Nemlendirici bakım ile şımartın:  Bunun için pek çok kozmetik ürün olması dışında evinizde uygulayabileceğiniz basit formüller de bulunmakta: jojoba ya da zaytinyağı ile saçlarınıza ve saç derinize basitçe masaj yapın. Sonra saçınızı yağlı bir halde ve sıcak havlu içerisinde 10 dakika bekletin (ya da saçınızın ne kadar kötü durumda olduğuna göre daha uzun bir süre). Daha sonra yıkayın ve her zamanki gibi şekillendirin. Üstelik bu uygulama ellerinize de çok iyi gelecek.


Yıpranan saçlar için evde bakım
Doğal yağlar ve mutfaktaki malzemelerle en az profesyonel bakım uygulamaları kadar etkili bir saç bakım rutini oluşturmanız mümkün. Bu sayede hem paranız cebinizde kalır hem de saçlarınızda kullanacağınız ürünlerin içeriğini kontrol altında tutabilirsiniz. Ancak yıpranmış saçlar için evde yapılacak bakım profesyonel uygulamalara göre etkisini göstermesi daha uzun süre alır ve buna zaman ayırmanız gerekir. Avantaj ve dezavantajlarına göre hangi yolu seçeceğinize karar verebilirsiniz.
Yıpranmış saçlar için en etkili bakım maskelerinden biri mayonez maskesidir. İçinde saçlara faydalı sirke ve yumurta bulunan mayonezi saçlarınıza eşit miktarda sürerek 1-2 saat bekletmeniz yeterli olacaktır. Mayonez maskesi en çok kırılan uçlar ve saç derisi kuruluğuna iyi gelir.
Uçların kırılmaya karşı dayanıklı olmasını sağlamak için yumurta maskesini kullanabilirsiniz. 1 yumurtayı iyice çırpın ve 1 tatlı kaşığı balla karıştırdıktan sonra kökten uçlara saçlarınıza sürün. 15-20 dakika bekletip soğuk su ve şampuanla maskeyi çıkarabilirsiniz. Bu maskeye alternatif olarak 1 adet veya saçlarınız çok uzunsa 2 adet yumurta akını köpürene kadar çırpıp saçlarınıza sürebilirsiniz. 30 dakika sonra soğuk su ve şampuanla saçlarınızı yıkayabilirsiniz. Bu maskelerini saçınıza uygularken kan dolaşımını arttırmak için saç derisine masaj yapmayı unutmayın.
Saçları ve kurumuş saç derisini nemlendirmek için zeytinyağı, Hindistan cevizi yağı ve zeytinyağı gibi doğal yağları kullanabilirsiniz. Bu yağları saç derinize 10-15 dakika masaj yaptıktan sonra dipten uçlara kadar sürüp yarım saat bekletmek yıpranan saçların yumuşaması için yeterli olacaktır. Doğal yağ bakımını haftada 1-2 kez yapabilir ve etkilerini 3-4 hafta sonra görebilirsiniz.
Kuru ve yıpranmış saçlar için önerebileceğim bir diğer maske ise avokado maskesi. Maskeyi hazırlamak için 1 çay bardağı zeytinyağını, 1 ezikmiş avokadoyu, ve 1 tatlı kaşığı balı iyice karıştırıp saçlarınıza sürüp yarım saat bekletin. Avokado bulamazsanız muz kullanabilirsiniz.
Saç uçlarınız çok kırılıyorsa akşam eve geldikten sonra sadece uçlara zeytinyağı sürebilirsiniz.




Güneşten Korunma Yolları

Güneş ışınlarının yararı olduğu gibi zararları da bulunuyor. Uzmanlar güneşlenirken yapılan 5 büyük hatayı ve korunma yollarını açıklıyor.




Güneş koruyucu kreminizi doğru yerde saklayın
Güneş koruyucu kremler arabanın içinde veya güneşin altında bir plaj çantasında saklanırsa, etkinliği azalır. Güneş altında duran bir arabada ve plaj çantasında ısı oranı artış gösterir. Isıya maruz kalan güneş kreminin etkisi azalır ve içindeki aktif maddeler güneş korumasına karşı etkisini yitirmeye  başlar. Uzmanlar, yüksek ısıda koruyucu özelliğini kaybeden güneş kremlerinin serin yerlerde saklanması gerektiği konusunda uyarıyor.

Göz çevrenizi güneşten koruyun
Göz çevrenizde kaz ayakları veya koyu halkalar var ise güneşten mutlaka korunmalı. Göz çevresinde de kullanılabilen 50 derece koruması olan özel nemlendiricili güneş kremleri kullanılmalı.

Fondöten ve pudra kullanımına dikkat
Deniz kenarına yüzünüze makyaj malzemeleri sürerek gitmeyin. Öncelikle kullandığınız fondöten ve pudranın sizi güneşten koruyacağını düşünürseniz, yanılırsınız. Bu maddeler tam tersi aşırı güneş ışığında zaman zaman lekelenmeye yol açabilir.
Yaz aylarında gündüz dışarı çıkarken makyaj yapmadan önce, güneş korumalı nemlendirici ürünler kullanmaya özen gösterin. Cildinizin nemlendirici ile korumasını sağlayıp, üstüne makyaj uygulayın. 

Saçlarınız başınızı korumuyor
Güneşe maruz kalan saçlarınızın, başınızı koruduğunu düşünmeyin. Saçlar, güneşle temas eden derinize en yakın parçalardır. Direkt güneş ışığında kalan başınızı korumanız gerekiyor. Kafa derinizde cilt kanseri oluşma riskini engellemek için saçlarınızda ve başınızda da güneş koruyucu krem kullanın ve güneşe çıkarken şapka takın.

Eller yaşınızı ele verir
Pek çok kişi güneş koruyucu krem sürerken ellerinin üzerine sürmeyi ihmal eder. Oysa eller yaşınızı ortaya çıkarır ve cildinizin en rahat görünen bölgesidir. Bedeniniz kadar ellerinizi de güneşten korumaya özen gösterin. Ellerinizi yıkadıktan veya denize girdikten sonra tekrar kremlemeyi unutmayın.







Evde Saç Boyama



                                             


Biz kadınlar kendimizde değişiklik görmek istediğimizde en önce yaptığımız iş saçımızı boyamaktır. Ama artık eskisi gibi ( özellikle çalışan kadınlar )kuaförler de zaman harcayıp, gereksiz para harcamalarına gerek kalmadan kendilerine de sırf değişiklik olsun diye evde kendileri boyama işlemine geçiyorlar.
Yalnız bunu yaparken dikkat etmemiz gereken noktalar vardır, aşağıdaki uyarılara lütfen dikkat ediniz.
1: Saçınız için doğru renk
Öncelikle yapmanız gereken şey doğru saç renginizi bulmaktır. Sırf değişiklik olacak diye sürekli saçlarınızı boyayarak saçlarınızı mahvetmeyiniz. Mesela, eğer cildiniz sarışın veya buğday tonlarındaysa o zaman kırmızı, kestane rengi, bakır veya kızıl - kahve tonlarını tercih edebilirsiniz. Cildiniz beyaz veya kırmızıysa, o zaman küllü renkleri ve bej tonlarını deneyin.
2: Saçlarınıza bakım yapın
Saçınızı boyamadan önce saçlarınızın buna uygun olup olmadığına dikkat ediniz. Eğer saçlarınız cansız, kuru ve kırıklar varsa boyamak pek de iyi olmayabilir. Öncelikle saçlarınızdaki kırıkları aldırarak ve 1 hafta boyunca belirli aralıklarla bakım yaparak saçlarınızı canlandırınız. Bunu da içinde B ve E vitamini gibi nemlendirici ürünlerle yapabilirsiniz.

                           
3: İyi bir yöntem belirleyin
Saç bakım uzmanları öncelikle yıkanınca çıkan ve yarı kalıcı boyaları tavsiye etmektedir. Çünkü onlar saça daha az zarar vermektedir. Boyama işlemine başlamadan önce mutlaka talimatları okuyunuz böylece uygulamanız daha basit olur.
4- Saç rengini korumak için
Saçınızı boyadıktan sonra rengini muhafaza etmek için saç kurutma makinelerinden, ısısı yüksek şekillendiricilerden, güneşten, tuzlu sudan uzak durunuz. Çünkü bunlar hem saçın yıpranmasını hem de solmasına sebep olur. Saçlarınızı canlandırmak için boyalı saçlar için üretilmiş bakım ürünleri kullanınız.
Bunlara dikkat:
• Rengin tutması için saati ayarlayın.
• Eski bir gömlek giyin ve eski bir havlu kullanın.
• Başlamadan önce mutlaka kullanım kılavuzunu okuyun.
• Boyamaya başlamadan önce bütün gereçlerin tam olduğundan emin olun.
• Saçınızın etrafındaki cildin lekelenmemesi için biraz vazelin sürün, ancak saça bulaştırmamaya dikkat edin.
• Saçları bölerken ve boyayı dağıtırken geniş ağızlı bir tarak kullanın.
• Boya sürerken mutlaka eldiven kullanın.
• Cilde bulaşan boyayı ıslak mendil, şampuanlı veya cilt temizleyicili pamuk ile silin.
Bunlardan kaçının
• Cereyan yapan bir yerde ya da çok sıcak yerde oturmayın. Bu uygulama sürecini ve sonucu etkileyebilir.
• Saçınız açık kahverengiden daha koyuysa renk açıcı ya da sarartıcı maddeler kullanmayın. Aksi takdirde saçınız turuncu olur.




Boyama Sonrası
 -Boyalı saçlar için kullanılan şampuanlar, saç renginizi daha yumuşak ve doğal gösterir. Sıradan şampuanlar saçınızın boyasını açabilir ve doğal nemini kaybettirebilir.
- Düzenli olarak en az iki haftada bir boyanmış saçınızın nemini ve parlaklığını yeniden kazanması için derinlemesine bakım yapın.
-Saçınızı boyadıktan sonra pH’ı düşük saç kremi kullanmanız saçınızı korur ve doğal yumuşaklığına ve parlaklığına kavuşmasına yardımcı olur.
-Saçınız uzadıkça, renk aktifleştirici kullanarak saçınızın doğal rengini boyalı kısma uygun şekilde renklendirebilirsiniz.

-Şampuanlandıktan sonra saçınızı her zaman kurulamayın. Ovalamayın veya sarmayın. Saç kurutma makinesiyle aşırı kurutmayın. Saçınızı aşırı kurutmanız nem kaybetmesine ve donuk gözükmesine yol açar.
-Saçınız ıslakken asla taramayın. Saçınızı geniş dişli bir tarakla saç uçlarından saç diplerine doğru yuvarlayarak tarayın.
-Maden suyu, saçınızı zararlı havuz kimyasallarından korur.